EK SAYFA – 1020-2
107. RESULULLAH'IN- YAHUDİLERE ARAZİLERİNİ SATMA EMRI
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Yahudileri Medine'den
sürüp çıkardığı zaman, onlara, arazilerini ve gübrelerini satmalarını
emretmiştir. Bu konuda, el-Makburi'nin Ebu Hureyre'den naklettiği rivayet
bulunmaktadır.
باب: بيع
العبيد
والحيوان
بالحيوان
نسيئة.
108. KÖLE KARŞILIĞINDA KÖLEYİ, HAYVAN KARŞILIĞINDA HAYVANI
VADELİ OLARAK SATMAK
واشترى ابن
عمر راحلة
بأربعة أبعرة
مضمونة عليه،
يوفيها صاحبها
بالربذة.---وقال
ابن عباس: قد
يكون البعير
خيرا من
البعيرين.---واشترى
رافع بن خديج
بعيرا
ببعيرين
فأعطاه أحدهما،
وقال: آتيك
بالآخر غدا
رهوا إن شاء
الله.---وقال
ابن المسيب:
لا ربا في
الحيوان:
البعير بالبعيرين
والشاة
بالشاتين إلى
أجل.---وقال
ابن سيرين: لا بأس
بعير ببعيرين
نسيئة.
İbn Ömer r.a. bir binek deveyi, Rebeze'de teslim edeceği dört
deve karşılığında tazmin yükümlülüğünü de üzerine alarak satın aldı. İbn Abbas r.a. "Bazen bir deve iki
deve'den daha hayırlı olur."demiştir.
Rafi' İbn Hadic iki deve karşılığında bir deve satın almıştı. Develerden
birini hemen teslim etti ve "Diğerini inşaallah yarın geciktirmeden
getireceğim" dedi.
İbnü'l-Müseyyib, "Hayvanlarda riba gerçekleşmez. İki deve karşılığında
bir deve; iki koyun karşılığında bir koyun vadeli olarak satılabilir"
demiştir. İbn Slrin, "iki deve
karşılığında bir deveyi, bir dirhem karşılığında bir dirhemi vadeli olarak
(satmakta) bir sakınca yoktur" demiştir.
حدثنا
سليمان ن حرب:
حدثنا حماد بن
زيد، عن ثابت،
عن أنس رضي
الله عنه قال: كان
في السبي
صفية، فصارت
إلى دحية
الكلبي، ثم
صارت إلى
النبي صلى
الله عليه
وسلم.
[-2228-] Enes İbn Malik r.a. şöyle anlatır: (Hayber) esirleri içinde
Safiyye de vardı. O, önce Dihyetü'l-Kelbi'nin, sonra da Hz. Nebi'in mülkiyetine
geçti.
AÇIKLAMA: İbn Battal şöyle demiştir: "Kölenin köle karşılığında, hayvanın da
hayvan karşılığında vadeli olarak satılması konusunda ihtilaf edilmiştir: Alimler
çoğunluğu caiz olduğu görüşündedir. Fakat Malik, cinslerin değişik olmasını
şart koşmuştur. Kufeli alimler ve Ahmed, bu tür satışın, Sünen'de nakledilen ve
ravileri güvenilir (sika) olan Semüre hadisinden dolayı mutlak olarak yasak
olduğu görüşündedir.
Alimler çoğunluğunun delili, Abdullah İbn Amr'ın rivayet ettiği
şu hadistir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona, bir ordu
hazırlamasını emretmişti. O da, Hz. Nebi'in emri gereği, iki deve karşılığında
bir deve satın aldı."
Bu hadisi, Darakutni ve diğer bazı alimler rivayet etmiştir ki
senedi sağlam bir hadistir. Buhari’nin buradaki delili Safiyye kıssasıdır.
Diğer yandan, sahabe görüşleriy!e de hükmünü desteklemeye çalışmıştır.
Safiyye validemizle ilgili rivayet, Hayber gazvesi bölümünde
inşaallah geniş bir şekilde ele alınacaktır.
باب: بيع
الرقيق.
109. KÖLE SATIMI
حدثنا
أبو اليمان:
أخبرنا شعيب،
عن الزهري قال:
أخبرني ابن
محيريز: أن
أبا سعيد
الخدري رضي الله
عنه أخبره: أنه
بينما هو جالس
عند النبي صلى
الله عليه وسلم
قال: يا رسول
الله، إنا
نصيب سبيا،
فنحب الأثمان،
فكيف ترى في
العزل؟ فقال:
(أو إنكم تفعلون
ذلك؟ لا عليكم
أن لا تفعلوا
ذلكم، فإنها
ليست نسمة كتب
الله أن تخرج
إلا هي خارجة).
[-2229-] Ebu Said el-Hudri r.a. şöyle anlatır: "Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in yanında oturuyordum. "Ey Allah'ın Resulü' Bize
(savaş) esirleri verildi. Onları satıp paralarını almak istiyoruz. Onlarla (cima
da) azil yapmamız konusunda ne buyurursunuz?" diye sordum. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem, Böyle mi yapıyorsunuz! Böyle yapmanızda bir günah yok. Çünkü
Allah'ın dünyaya gelmesini takdir ettiği her canlı mutlaka gelecektir"
buyurdu.
Tekrar: 2542,4138,5210,6603,7409
AÇIKLAMA: Hadisin, konu
başlığı ile ilgisi açıktır. Bu konuda geniş açıklama inşaallah mikah"
bölümünde gelecektir.
باب: بيع
المدبر.
110. MÜDEBBER KÖLENİN SATIMI
حدثنا
ابن نمير:
حدثنا وكيع:
حدثنا
إسماعيل، عن سلمة
بن كهيل، عن
عطاء، عن جابر
رضي الله عنه قال: باع
النبي صلى
الله عليه
وسلم المدبر.
حدثنا
قتيبة: حدثنا
سفيان، عن
عمرو: سمع
جابر بن عبد
الله رضي الله
عنهما يقول:
باعه رسول الله
صلى الله عليه
وسلم.
[-2230-] Cabir r.a., "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem müdebber
köleyi satmıştır" dedi.
[-2231-] Cabir İbn Abdullah r.a., "Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem müdebber köleyi satmıştır" dedi .
حدثني
زهير بن حرب:
حدثنا يعقوب:
حدثنا أبي، عن
صالح، قال:
حدث ابن شهاب:
أن عبيد الله
أخبره: أن زيد
بن خالد وأبا
هريرة رضي
الله عنهما
أخبراه:
أنهما
سمعا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم يسأل
عن الأمة تزني
ولم تحصن،
قال:
(اجلدوها، ثم
إن زنت
فاجلدوها، ثم
بيعوها). بعد
الثالثة أو الرابعة.
[-2232 - 2233-] Zeyd İbn Halid ve Ebu Hureyre r.a.'in bizzat işittiklerine göre; Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e "muhsan olmayan bir cariyenin zina
etmesinin hükmü sorulmuştu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de, "Ona
celde cezası verin. Tekrar zina ederse tekrar celde cezası verin. üçüncü veya
dördüncü kez aynı fiili işlerse onu satın" buyurmuştur.
حدثنا
عبد العزيز بن
عبد الله قال:
أخبرني الليث،
عن سعيد، عن
أبيه، عن أبي
هريرة رضي
الله عنه قال: سمعت
النبي صلى
الله عليه
وسلم يقول:
(إذا زنت أمة
أحدكم فتبين
زناها
فليجلدها
الحد، ولا يثرب
عليها، ثم إن
زنت فليجلدها
الحد ولا
يثرب، ثم إن
زنت الثالثة
فتبين زناها،
فليبعها ولو بحبل
من شعر).
[-2234-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'i şöyle söylerken işittim: "Sizden birinin bir cariyesi zina edip
bu apaçık ortaya çıktığı zaman ona celde haddi uygulayın. Onu azarlayıp
kınamayın. Tekrar zina ederse yine celde haddi uygulayın, azarlayıp kınamayın.
Üçüncü kez zina yapar da bu yaptığı işi apaçık ortaya çıkarsa kıldan yapılmış
bir ip karşılığında bile olsa onu satın."
AÇIKLAMA: Müdebber, efendisinin, ölümüyle hür olacağı
daha önceden bizzat sahibi tarafından bildirilen köledir.
Kurtubi ve diğer bazı alimler şöyle demiştir: "Müdebber
kılma (tedbir) anlaşmasının meşru olduğunda bütün alimler ittifak etmiştir.
Yine bu anlaşmanın, efendinin sadece malının üçte birine tekabül eden kısmı
için geçerli sayılacağında da görüş birliği vardır. Fakat Leys ve Züfer,
tamamının mirastan karşılanacağı görüşündedir.
Alimler, müdebber kılma anlaşmasının caiz mi yoksa bağlayıcı bir
anlaşma mı olduğu konusunda görüş ayrılığı içindedir.
Bağlayıcı olduğu görüşünü savunanlar, müdebber kölede,
efendinin, azat etme dışında hiçbir tasarrufta bulunamayacağı görüşündedir. Caiz
olduğunu savunanlar ise, efendinin köle de tasarruf etmesini caiz görür.
Birinci görüş, Malik, Evzai ve Kufeli alimlere aittir. İkinci görüş ise, Şafii
ve ehl-i hadis’e aittir. Delilleri yukarıda zikredilen hadistir.
باب: هل
يسافر
بالجارية قبل
أن يستبرئها.
111. KİŞİ, SATIN ALDlĞI CARİYE İLE HENÜZ GEBE OLMADIĞI
ANLAŞILMADAN ÖNCE YOLCULUĞA ÇiKABİLİR Mİ?
ولم ير الحسن
بأسا أن
يقبلها أو
يباشرها.---وقال
ابن عمر رضي
الله عنهما:
إذا وهبت
الوليدة التي
توطأ، أو
بيعت، أو عتقت
فليستبرأ
رحمها بحيضة،
ولا تستبرأ
العذراء.---وقال
عطاء: لا بأس
أن يصيب من
جاريته
الحامل ما دون
الفرج، وقال
الله تعالى:
{إلا على
أزواجهم أو ما
ملكت
أيمانهم}. /:
المؤمنون: 6/.
Hasan, böyle kimsenin, cariyeyi öpmesinde ve cinsel ilişkide
bulunmasında bir beis görmemiştir.
İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: Kendisi ile cinsel ilişkide
bulunulmuş olan bir cariye hibe edildiği, satıldığı veya azad edildiği zaman
bir adet dönemi kadar hamile olup olmadığı anlaşılsın diye beklenir. Bakire
olanların böyle yapması gerekmez. Ata
şöyle demiştir: Başkasından hamile olan cariyesinden tam cinsel ilişki
olmaksızın (yaklaşmak dışında) istifade edebilir. Allah Teala, "Ancak hanımları ve sahip
oldukları cariyeler hariç" (Mu'minun, 6). buyurmuştur.
حدثنا
عبد الغفار بن
داود: حدثنا
يعقوب بن عبد
الرحمن، عن
عمرو بن أبي
عمرو، عن أنس
بن مالك رضي
الله عنه قال:
قدم
النبي صلى
الله عليه
وسلم خيبر،
فلما فتح الله
عليه الحصن،
ذكر له جمال
صفية بنت حيي
بن أخطب، وقد
قتل زوجها
وكانت عروسا
فاصطفاها رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
لنفسه، فخرج
بها حتى بلغنا
سد الروحاء
حلت، فبنى بها،
ثم صنع حيسا
في نطع صغير،
ثم قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
(آذن من حولك).
فكانت تلك وليمة
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم على
صفية. ثم خرجنا
إلى المدينة،
قال: فرأيت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يحوي لها
وراءه
بعباءة، ثم يجلس
عند بعيره
فيضع ركبته،
فتضع صفية
رجلها على
ركبته حتى
تركب.
[-2235-] Enes İbn Malik r.a. şöyle anlatır: Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) Hayber'e varıp da şehri fethetmeyi Allah O'na nasip ettiği zaman
kendisine, Safiyye binti Huyey İbn Ahtab'ın güzelliğinden bahsedildi. O, kocası
öldürülmüş bir gelin idi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu kendisi için
seçti ve onunla birlikte yolculuğa çıktı. Seddü'r-Revha denilen yere varınca
Safiyye (hayızdan çıktığı için) helal hale geldi ve Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem onunla münasebette bulundu. Daha sonra küçük bir deri üzerinde
hurma, yoğurt kurusu ve yağ karışımı "hays" denilen bir yiyecek
yaptırdı ve bana, "Etrafındaki insanlara (düğünümü) ilan et" buyurdu.
Bu yemek, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in, Safiyye ile ilgili düğün
ziyafeti oldu. Daha sonra Medine'ye doğru yola çıktık. Efendimiz Sallallahu
Aleyhi ve Sellem, şu halde iken gördüm. Arkasında, Safiyye için bir aba'
hazırlamıştı. Sonra devesinin yanına oturdu ve dizini koydu. Safiyye de, deveye
binmek için Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in dizine ayağını bastı.
AÇIKLAMA: Yolculuğun zikredilmesi, çoğunlukla seferde
iken cariye ile cinsel ilişkide bulunulması ihtimalinin yüksek olmasından
dolayı bu başlık konulmuştur.
İbn Ömer r.a.'in: Cinsel ilişkide bulunulan cariye hibe edilir,
satılır veya azad edilirse bir hayız müddeti beklemesi gerekir. Bekar olanların
bir hayız müddeti beklemesini gerekli görmemesi, onun, bakireliği hamile
kalmaya ya da cinsel ilişkide bulunulmadığını göstermektedir. Oysa bu,
tartışmaya açık bir durumdur. Onun bu anlayışına göre, istibra' (hamile
olmadığının anlaşılması için bir hayız müddeti beklemek) bir tür teabbüdilik
taşımaktadır. Bundan dolayı menapoza girmiş (aise) kadının da hamile olmadığının
anlaşılması için beklemesi gerekir.